Daisugi Yöntemi: Doğaya Dost Kereste Üretimi

“Daisugi” yöntemi, özellikle Kyoto bölgesinde yetiştirilen Japon sediri (Cryptomeria) üzerinde uygulanıyor. Temel mantığı bir ağacın ana gövdesini bozmadan, onun üst kısmından yıllar boyunca yeni ve düz gövdeler üretmek. Bu gövdeler zamanla keresteye dönüşüyor ve ağaç kesilmeden, yeniden yeniden ürün alınabiliyor.

Doğaya Zarar Vermeden Üretkenlik

Adeta dev bir bonsaiyi andıran bu yöntem sayesinde ormanlar yok olmuyor, ağaçlar hem canlı kalıyor hem de üretkenliğini sürdürüyor. Japonlar, bu geleneksel teknikle doğayı tahrip etmeden yüksek kaliteli, düzgün ve uzun keresteler üretmeyi başarıyor.

Türkiye’de Daisugi Uygulanabilir mi?

Daisugi’nin çıkış noktalarından biri de Japonya’nın sınırlı ekilebilir araziye sahip olması. 800 yıl önce geliştirilen bu çözüm, zamanla kültürel bir mirasa ve sürdürülebilirliğin simgesine dönüşmüş durumda.

Peki bu yöntem Türkiye’de uygulanabilir mi? Uzmanlara göre bu sorunun yanıtı, iklim ve toprak koşullarının Japon sediri için uygun olup olmamasına bağlı. Eğer bu özel tür Türkiye’de yetiştirilebilirse, Daisugi tekniği orman kaybını önlemek için büyük bir umut olabilir.

Doğaya Dost Kereste Üretimi

Daisugi yalnızca üretim için değil, peyzaj ve mimari için de kullanılıyor. Bu yöntemle elde edilen ahşaplar; yüksek dayanıklılığı, düzgün kokusu ve çatlamaya karşı direnciyle dikkat çekiyor. Bugün Japonya’da bazı evlerin yapımında hala bu özel keresteler tercih ediliyor.

Japon kültüründe doğaya zarar vermeden üretim yapmak asırlardır bir ideal. Daisugi ise bu anlayışın en güzel örneklerinden biri. Her bir odun parçası, ağaca zarar verilmeden ve ormanın dengesine dokunulmadan elde ediliyor.